Hayırlı Cumalar
14 Nisan 2023 Cuma
Hemen altında erkenden attığım salamları otlar arasında koklayarak bulmaya çalışan tekir bir kedi. Biraz ilerisinde de patlayan su borularını tamir etmek için çalışan belediye işçileri..
Üç gündür pek ilgilenmediğim bu tamirat, yüzünü gösteren güneşle beraber kapı önüne attığım sandalye de kahvemi içerken yeni seyirliğim olmak üzere. Üzere diyorum çünkü tüm dikkatimi çalışan işçilere vermemi engelleyen cep telefonum ve bugünün Cuma olduğunu hatırlatan bip bip sesleriyle birbirini kovalayan Hayırlı Cumalar mesajları.
Benim gibi ikide bir telefonuna bakan biri de, sarı yelekli genç belediye işçisi. Yola her kazmayı vurduğunda biriken toprakları almak için kürekle işe girişen arkadaşına fırsat tanırken, hemen cep telefonunu çıkarıp bir şeylere baktıktan sonra tekrar arka cebine yerleştirip kazma sallamaya devam ediyor.
O sırada kazma sallayan çocuğun başında bir gölge belirdi. Çocuk, kazmayı durdurup gölgenin sahibi uzun ve kirli bej pardösülü, uzun sakallı adama baktı. Sonra gülerek tekrar işine koyuldu. Yerlilerin Berber Sedat, berberlik halini bilmeyenlerinse Berbat Sedat dedikleri adam yerden çıkarılan toprak birikintisinin üzerine çıkarak uzaktan duyamadığım sesle neler söylediyse çalışan 4 işçinin ve yoldan geçmekte olan insanların yüzünde tebessüm bıraktı ve gitti.
Tam yine instagram’a bakacaktım ki, Arkamdan biri gözlerimi kapadı. Az kalsın sandalyeden düşecektim. Kendisini tanımamı bekliyor ki, konuşsun. Sağlıklı olacağım diye sabah akşam sarımsak tüketen Taksici Abdullah’ı 1 kilometre öteden tanımak mümkünken sayıyorum.
Feri Cansel, tecavüzcü Coşkun, Seher Şeniz, Aydemir Akbaş…
Karşılığı, Yuh be oldu. Yeşilçamın bütün erotik isimlerini saydın. Sen tehlikeli adamsın diyen adam kolumdan tutarak beni dükkana sürükledi.
Bir yandan da,
Zamanında çok mu seks filmi seyrettin nedir?
Yok be oğlum dedim. Gençken o filmlere gitmeye utanırdım. Şimdi nostalji babında senin mesai arkadaşın Rıdvan la bir takılıyoruz. Gülmekten yerlerdeyiz. Cem Yılmaz halt etmiş o filmlerin yanında.
Tezgah ta bir sepet içinde yer alan gözlük kordonlarına uzanırken üst katımdaki Ayşe teyze gözlüğünü ikide bir kaybediyor. Çarşıya inince alırım sana demiştim. Şu kordonlardan alayım. Diyor öksürüklü bir şekilde. Sonrasında,
Üç aydır şu öksürükten kurtulamadım Seyfi abi dedi. Sağlık ocağında bir parol, bir de asistten başka bir şey vermiyorlar.
Mevsimdendir dedim. Bir soğuk bir sıcak olacağı bu.
Yok abi. Bu covid varya. Onun başka bir türlüsü bu. Akıntı yok, aksırık yok. Bol bol kuru öksürük. Kolay da geçmiyor şerefsiz dedi, Aldığı birkaç kordona karşılık cebinden çıkardığı bozuklukları sepete atarken. Daha da takılacaktı ki, Merkez cami imamı Rüstem bey içeri girdi. Saygılı bir şekilde dileğini sundu.
Hocam, hayırlı günler..
Sana da Abdullah dedi. Bana da, camlarım gelmiş. Gözlükleri bırakayım. Müftülüğe kadar gidiyorum, dönüşte alırım di mi dedi.
Alırsın hocam diyerek gönderdiğimiz hocanın arkasından koşan Emlakçı Rafet, akabinde dükkana girdi.
Bir yakalayamadık şu adamı dedi. Ne zaman yakalasam hep bir işi var.
–Hayırdır dedim. Arsa işi mi?
3 aydır peşinde koşturuyor beni. Havaalanı yolunda aileden kalan bir arsası var ya. Bi türlü satmaya razı edemedik adamı. Seninle arası iyi mi?
Eh işte diyorum merakta bırakarak.
Bak sen esnaf adamsın. Hazır müşteri var. Seni dinler. Arsayı satmaya razı et. Seni de göreyim. Ha?
Nasıl göreceksin diye kurcalıyorum.
Sen orasını bana bırak diyor. Sen razı et, bi 10 bin çalışır benden.
Sessizce gülümseyip, hocanın bıraktığı gözlüğü yapmaya koyuluyorum. Hoca’ya ihtiyacı yoksa arsayı satmamasını tavsiye eden ben değilmişim gibi… Sonra watshap tan sesini çok iyi tanıdığım özelleştirilmiş mesaj sesi geliyor. Sevinçle telefona uzanıyorum.
Hayırlı Cumalar, Hayırlı işler, Hayırlı günler babacığım.
Gözlerim dolu bir şekilde cevaplıyorum Avusturya da öğrenimini tamamlayan oğlumu
En hayırlı gün sesini duyduğum, mesajını aldığım gündür yavrum.
Metin Turanlı
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
kaynak: https://optisyeninsesi.com/hayirli-cumalar/